Gazetecilik Veya Muhabirlik Nedir Ne Değildir?

Haber Muhabiri Ali Şeran
Resmi Kaynak Nusret Bilgiç

Merhabalar sevgili okurlarım, İsterseniz, önce gazeteciliğin temelini oluşturan Muhabirlik Kavramından başlayalım. El Habir, Cenab-ı Allah’ın, en güzel İsmi Şeriflerinden birisidir. Yüce Rabbimiz, insanlık  tarihi boyunca olmuş, bugün olmakta olan ve gelecekte olacak olan, bütün olayları, gelişmeleri, kısacası, bütün kâinatta bulunan, başta insanlar olmak üzere, diğer canlı varlıklar ve bütün dünya ile ilgili ne varsa, ‘Tek Bilen’dir. Nitekim, Mukaddes Kitabımız, Kur’an-ı Kerim, Rabbimiz’in, ‘Üstün’ Sıfatlarına, bir çok ayette Atıfta bulunur. Bu üstün sıfatlardan birisi de, Rabbimiz’in, bütün kâinatta, tüm insanlık tarihi boyunca olup bitecekleri ‘Tek’ Bilen ve ‘Tek Haberdar Olmasıdır’. Ayrıca, Rabbimiz, insanları da bu olup bitenlerden veya gelecekte olacak bütün gelişmelerden dolayı, insanlık tarihinin her döneminde haberdar ederek, onları ayetlerle, peygamberlerle uyarmıştır.

İşte Muhabir kavramı, Cenab-ı Allah’ın İsm-i Şerif’inden İlham Alınarak, hayatımıza girmiş ve kullanılmaya başlanmıştır. Arapça kökenli olan bu kavram, Türk Dil Kurumunda, (TKDK) ‘Basın ve yayın organlarına haber toplayan, bildiren veya yazan kimse, herhangi bir kuruluşun çalışmasıyla ilgili olarak merkezle başka bir ülke arasında bağlantıyı sağlayan görevli olarak’ tanımlanır. Peki, Gazetecilik ve Muhabirlik Ne Değildir? Elbette ki, bir kamera, bir mikrofon değildir. Sokak röportajı yaparak geniş insan kitlelerini,  farklılıklar üzerinden birbirine düşürmek değildir. Sosyal medyada, ‘beğenilme’ üzerine mesleğini inşa etme, ‘tıklanma’ derdine düşmek değildir. Siyasi polemik üzerinden fitne kıvılcımları oluşturmaya kalkışmak, iktidar ve muhalefet mensuplarına ve dolayısıyla, halkımızı mecliste temsil edenlere hakaret etmek değildir.

Günümüz tabiriyle, Milleti ‘keklemek’ suretiyle küçümsemek, tehzil etmek değildir. Bu kadar pespaye duruma düşürülecek bir meslek, hiç değildir. Fazla tıklanma almanın, başarı kriteri sayıldığı bir meslek değildir. Meslekleri bu kadar ayağa düşmüşken, hiç ses etmeyen duayenlerin mesleği değildir. Ergen-dayı polemiğinden izlenme rekoru kırmak da değildir. Beğeni, Yorum, Like, Retweet gibi butonlar üzerinden değer biçmek değildir. Manevi değerlerimiz hakkında, bilerek veya bilmeyerek saçma sapan görüşler ileri sürmek hiç değildir. Çıplaklığı marifet ve medenilik olarak göstermek değildir.

Gazetecilik veya habercilik adına yapılan asılsız iddiasız manipülasyon paylaşım yapmak değildir. Tanımlama olarak fondaş veya candaş ya da yandaş değildir. Güçlünün, ya da konjöktür gereği güçlü gibi görüneni kalemşörlüğü veya tetikçiliğini yapmak değildir. Her gün aynı kişiler farklı koltuklar  farklı stüdyolar hiç değildir. Taraflı veya tarafsız olmak tercihidir. Ama iki kutuplu kafaya yaşamak değildir. Taraflı olup da tarafsızım demek değildir. Her gece seçilmiş müdavimler, her konuya (sözde) vakıfmış gibi, karşılıklı atışmalar ve bıyık altından gülmeler değildir. Keyfe göre istediği siyasi partiye yer verip diğer partilere yer vermemek değildir. Taraflı olup da tarafsızım deyip, vatandaşla aklınca dalga geçmek değildir. Birilerinin komutuyla oturup, direktifiyle kalkmak da değildir. Tüm bunlara rağmen illa da bu faaliyeti gazetecilik olarak gören varsa…Ben de diyorum ki! Yukarıdaki profile uyan ezikler varsa illaki var düşün milletin yakasın'dan artık. Peki, nedir gazetecilik ve muhabirlik?

Öncelikle ilkeli, dürüst, tarafsız, kalemini herhangi bir kişi veya kuruma kiralamayan, ideolojik tutum almamak demektir. Ya olduğu gibi, görünmek veya göründüğü gibi olmaktır. Her şart ve koşulda doğruyu savunmak, doğruyu konuşabilmektir. Yani ‘Mukaddes Değerlerimiz Doğrultusunda’, gerek meslek hayatı ve gerekse özel hayatını idame ettirmeye çalışarak, güçlünün değil, ‘Hak’lının yanında yer alabilmektir. (Dipnot: Mesleğini hakkıyla yapan veya en azından yapmaya çalışanları, saygıyla selamlıyorum). Nasır İSLAM