Geçtiğimiz Günlerde Çıkan Ve Oldukça Ses Getiren ‘’Maslow’un Bodrum Katı: Eğitim Kurumlarında Zenofobi’’ Adlı Kitabın Yazarı ve Haberdiyarbakir.Org Haber Ajansı Baş Yazarı Psikolojik Danışman Haydar Alper Eser Çıkan Kitap Sonrasındaki İlk Buluşmasını Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğrencileri İle Gerçekleştirdi.
Haber Muhabiri Ali Şeran
Resmi Kaynak Süleyman Karaarslan
Aldığı davet üzerine 16 Nisan Cumartesi günü 14:00 itibariyle başlayan etkinlik iki oturum ve ardından soru-cevap faslı ile tamamlandı. Öğrencilerin böyle bir alanın varlığından haberdar olmasının dahi kendini çok mutlu ettiğini belirten Eser, Antalya-Mardin ve Diyarbakır üçlüsüne dair yaşantıları ile harmanladığı bir sunum gerçekleştirdi. Birçok kültürden, dilden ve bunların ögelerinden bahsedilen konuşma içerisinde yalnızca bir bölgeye dair değil, tüm evarımsal tanımlar kullanıldı.
Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Bölümü öğrencileri Beytullah Mert Topraklı, Emine Karateke, Aylin Sarı ve Nursima Fıra’ın almış oldukları ‘’Topluma Hizmet Uygulamaları’’ dersi kapsamında özel olarak çalışmak istediği konuya dair yapılan etkinlik sonunda Eser; ‘’Bu dünyanın derdini bir mahalle üzerinden anlayabilir miyim sorusu ile çıkmıştım yola. Felsefi bağlam dışında çalışılmayan bir konuyu kurumlar üzerinden işledim. Bugün ise buradaki dostlardan ‘’Peki, bununla nasıl mücadele edeceğiz Hocam? Sorusunu duyabiliyorum. Onlarla dilim aynı değil, kültürüm aynı değil ancak görüyorum ki derdim aynı. Bize zarar gelmesin diye vermeye çalıştığımız zararın hesabını yaparken yanıldığımızı düşünüyorum. İki insanın birbirine olan hisleri dahi yabancı olgusundan kaynaklı değişebiliyor. Bu coğrafyada maalesef ki duygularımız bile politikleşiyor, romantizm bile politize ediliyor. Ortaya imkânsız aşklar, imkânsız kardeşlikler, imkânsız imkânlar çıkıyor. Yine de iki yıldır bir göz oda içerisinde devam eden çalışmaları birilerinin duymuş ve ilgi göstermiş olması ise bu alanın yaygınlaşması adına oldukça önemli.’’ şeklinde açıklamalarda bulundu.
Etkinliğin sonunda görüşleri istenen bazı öğrenciler bu kavrama yabancı olduklarını ancak çok daha yakından takip etmeleri gerektiğini, günlük hayatta dahi onlarca örneği ile karşılaşabileceğimiz kadar geniş bir hinterlanda sahip olduğunu öğrendiklerini, bunu lisans hayatları bitmeden öğrendikleri için ise ayrıca memnun olduklarından bahsettiler. Etkinliğin moderatörlük görevini üstlenen Eğitim Fakültesi 2.Sınıf öğrencisi Kadir İndibay ise ‘’Kaynak bulma konusunda ciddi problem yaşadığımız bir konuda bir şahsa ulaşabilmemiz ve bu konuya dair yapılan çalışmalar ile birçok şeyi öğrenmemiz her şeyden önce mutluluk verici. Bundan sonraki süreçte de ekip arkadaşlarım ile birlikte araştırma sahamızı sürdürmek istiyor, emekleri için ise hocamıza teşekkür ediyoruz.’’ dedi. Alan çalışmalarına devam eden Eser, zenofobi olgusunun bilinir hale gelmesini yan yana yaşamayı seçen herkes için bir zaruriyet olarak gördüğünü ve Mayıs ayı itibariyle yeni etkinlikler planladığını duyurdu.
Aldığı davet üzerine 16 Nisan Cumartesi günü 14:00 itibariyle başlayan etkinlik iki oturum ve ardından soru-cevap faslı ile tamamlandı. Öğrencilerin böyle bir alanın varlığından haberdar olmasının dahi kendini çok mutlu ettiğini belirten Eser, Antalya-Mardin ve Diyarbakır üçlüsüne dair yaşantıları ile harmanladığı bir sunum gerçekleştirdi. Birçok kültürden, dilden ve bunların ögelerinden bahsedilen konuşma içerisinde yalnızca bir bölgeye dair değil, tüm evarımsal tanımlar kullanıldı.
Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Bölümü öğrencileri Beytullah Mert Topraklı, Emine Karateke, Aylin Sarı ve Nursima Fıra’ın almış oldukları ‘’Topluma Hizmet Uygulamaları’’ dersi kapsamında özel olarak çalışmak istediği konuya dair yapılan etkinlik sonunda Eser; ‘’Bu dünyanın derdini bir mahalle üzerinden anlayabilir miyim sorusu ile çıkmıştım yola. Felsefi bağlam dışında çalışılmayan bir konuyu kurumlar üzerinden işledim. Bugün ise buradaki dostlardan ‘’Peki, bununla nasıl mücadele edeceğiz Hocam? Sorusunu duyabiliyorum. Onlarla dilim aynı değil, kültürüm aynı değil ancak görüyorum ki derdim aynı. Bize zarar gelmesin diye vermeye çalıştığımız zararın hesabını yaparken yanıldığımızı düşünüyorum. İki insanın birbirine olan hisleri dahi yabancı olgusundan kaynaklı değişebiliyor. Bu coğrafyada maalesef ki duygularımız bile politikleşiyor, romantizm bile politize ediliyor. Ortaya imkânsız aşklar, imkânsız kardeşlikler, imkânsız imkânlar çıkıyor. Yine de iki yıldır bir göz oda içerisinde devam eden çalışmaları birilerinin duymuş ve ilgi göstermiş olması ise bu alanın yaygınlaşması adına oldukça önemli.’’ şeklinde açıklamalarda bulundu.
Etkinliğin sonunda görüşleri istenen bazı öğrenciler bu kavrama yabancı olduklarını ancak çok daha yakından takip etmeleri gerektiğini, günlük hayatta dahi onlarca örneği ile karşılaşabileceğimiz kadar geniş bir hinterlanda sahip olduğunu öğrendiklerini, bunu lisans hayatları bitmeden öğrendikleri için ise ayrıca memnun olduklarından bahsettiler. Etkinliğin moderatörlük görevini üstlenen Eğitim Fakültesi 2.Sınıf öğrencisi Kadir İndibay ise ‘’Kaynak bulma konusunda ciddi problem yaşadığımız bir konuda bir şahsa ulaşabilmemiz ve bu konuya dair yapılan çalışmalar ile birçok şeyi öğrenmemiz her şeyden önce mutluluk verici. Bundan sonraki süreçte de ekip arkadaşlarım ile birlikte araştırma sahamızı sürdürmek istiyor, emekleri için ise hocamıza teşekkür ediyoruz.’’ dedi. Alan çalışmalarına devam eden Eser, zenofobi olgusunun bilinir hale gelmesini yan yana yaşamayı seçen herkes için bir zaruriyet olarak gördüğünü ve Mayıs ayı itibariyle yeni etkinlikler planladığını duyurdu.
Yorum Yazın