Şair İbrahim Halil Demir’in Üçüncü Kitabı Büyük İlgi Gördü

Haber Muhabiri Nigar Tarancı
Yayıncı  Haberdiyarbakir.Org Diyarbakır
Haberin Resmi Kaynağı Nusret Bilgiç

Ardından, dördüncü kitabının çalışmalarına başlayan İbrahim Halil Demir, ‘Mutluluğun Miftahı’ isimli eserini, 15 güne kadar, okurlarıyla buluşacak.Uzun yıllardır, edebiyat ve yazım çalışmalarına ara vermeden devam eden Şair ve Yazar İbrahim Halil Demir, konuyla ilgili olarak şunları söyledi:

‘Duyguların Kelimelere Dökülüp Okurla Buluşması, Tarifsiz Bir Mutluluk Kaynağı’

‘Uzun süreden beri hazırlıklarını sürdüğüm ‘Gönül Rahlesi’ Adlı üçüncü eseri de, kitap ve şiir dostlarıyla buluşturmanın mutluluğunu yaşıyorum. Hakikaten insanın duygularını, hissiyatını kelimelere dökebilmesi, tarifsiz bir mutluluk ve huzur veriyor.İkinci kitabım olan ‘Gül Dediğin Yar Kokmalı’ adlı eserimi, ahde vefalı olan, ya göründüğü gibi olan veya olduğu gibi görünenlere ithaf ettim. Gelen olumlu mesajlar, beni bir hayli mutlu etti.Yazım çalışmalarımı oldukça uzun bir süreden beri devam ettirmekteyim. Nitekim ikinci eserimden hemen sonra, üçüncü kitabımın hazırlıklarına başlayarak, tamamladım.Bu kitabımı da, nefesini ve nefsini, aziz vatanımızda İman’la yaşamak ve yaşatmak uğruna, feda eden şehitlerimize ithaf ediyorum’.

Akıcı Ve Etkileyici Üslubuyla Büyük Beğeni Topladı

Her üç kitabında da, akıcı ve sürükleyici üslubuyla, okurlarının büyük beğenisini kazanan İbrahim Halil Demir, son derece duygu yüklü şiirleriyle, bir yandan düşündürürken, bir yandan da geçmişe doğru nostaljik bir yolculuk yaptırıyor.Üçüncü eseri olan Gönül Rahlesi’ Adlı kitabında, üzerine söylenmiş onca söze, yazıya ve şiire rağmen, aşkı yeniden anlatan ve sevenleri heyecanlandıran, sözcüklerin henüz bitmediğini gösteren, birbirinden güzel şiirleriyle, sanat sevenleri buluşturan Şair ve Yazar Demir, dördüncü eserinin çalışmalarını da tamamlamak üzere.

‘Mutluluğun Miftahı’ isimli eserini, haziran ayının ortalarında kitap dostlarıyla buluşturacak olan şair ve yazar İbrahim Halil Demir, şiirlerinde duygularını ve iç dünyasını, net ve gayet rahat anlaşılabilir bir üslupla yazıyor.Haksızlıklara olan tepkisini dile getiren, edebi bir bakış açısıyla, samimi bir üslupla düşünce ve duygu dünyasını okurlarıyla buluşturan şair Demir, en büyük hedeflerinden birinin, toplumda kardeşlik zincirine yeni halkalar eklemek ve yeni kardeşlik köprüleri kurmak olduğunu dile getiriyor.Yolu sevgiden geçen herkesle, bir gün mutlaka buluşmak istediğini belirten şair İbrahim Halil Demir, akıcı üslubuyla, okurlarına duygu sağanağı yaşatıyor.

Mukaddes Kent Diyarbakır İnsana İlham Veriyor

Mekke, Medine ve Kudüs’ten sonra, 5. Haremi Şerif ünvanına sahip olan Diyarbakır’da yaşamanın, bir ayrıcalık olduğuna vurgu yapan şair ve yazar İbrahim Halil Demir, duygularını şöyle dile getirdi:‘Cenabı Allah’ın fethini müjdelediği üç kutlu kentten biri olan Diyarbakır’da yaşamak, zaten başlı başına bir ayrıcalık ve ilham kaynağı oluyor insana. Tarih boyunca, Diyarbakır’ın bağrından çıkan bütün yazar, şair, fikir ve bilim insanları, hep bu ilhamdan beslendiler ve tadına doyumsuz eserler ürettiler. Bütün Semavi Dinlerin buluşma noktası, sayısız Cami, Kilise ve Mabedin sinesinde bulunduğu, tarihin canlı tanığı kutlu kent, adeta bir açık hava müzesi gibi. Diyarbakır’ı gezerken, adeta zamanda yolculuk yapıyor insan. Her tarafı tarih kokan, birçok medeniyete beşiklik etmiş mukaddes kentimiz, insanlık tarihinin canlı tanıklarından biri’.

İbrahim Halil Demir’in Özgeçmişi

Şair ve Yazar İbrahim Halil Demir, 1960 yılında, Şanlıurfa’nın Karaköprü Beldesinde dünyaya geldi. İlk ve orta öğretimini Diyarbakır’da tamamlayan Şair, 1978-1980 yılları arasında, Almanya’nın Köln kentinde, dil eğitimi aldı ve ilk şiirlerini burada yazmaya başladı.Ancak Diyarbakır’a olan özlemi ve sevdası öylesine çoktu ki, Almanya’da fazla kalamadı. Bu süre zarfında üç kez mide kanaması geçiren şair Demir, nitekim birçok şiirinde Mukaddes Kent Diyarbakır’a olan sevdasını ve özlemini, dizelerinde dile getirerek, şiir severlerle paylaştı.

‘Diyarbekir sevdası anlatılmaz, yaşanır’ diyen Demir, 1980 yılında çok sevdiği Diyarbakır’a geri döndü. 1984 yılında Dicle Üniversitesi Eğitim Fakültesi Alman Dil ve Eğitimi Bölümü’nden mezun oldu. 1985 yılında Dicle Üniversitesi’nde Almanca okutmanı olarak göreve başladı. Halen bu görevini Öğretim Görevlisi olarak sürdüren yazar, evli ve beş çocuk babasıdır.

Allah; İyilik Edenleri Sever

Şair ve yazar Demir, henüz gençlik yıllarında başladığı şiire, bir süre ara verdikten sonra, 2003 yılında, birikmiş duygularını yeniden şiir dili ile anlatmaya başlamış ve yaklaşık bin sekiz yüz otuz şiir yazmıştır.Mukaddes kent Diyarbekir’e sevdalı olan ve bu sevdasını eserlerinde sık sık dile getiren şair Demir, toplam 380 kıtadan oluşan 38 şiirini, Diyarbekir hakkında kaleme almıştır.

Nitekim bu şiirlerden biri olan ‘Medeniyetler Abidesi Ey Diyarbekir’ başlıklı şiiri, 17 Mart 2018 tarihinde, Adalet ve Kalkınma partisi (Ak parti) Diyarbakır mitinginde, bizzat Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından okunmuştur. Bu durumun kendisini çok mutlu ettiğini belirten şair İbrahim Halil Demir, ‘Sayın Cumhurbaşkanımızın şiirimi okuması, benim için onur verici bir durum. Öylesine mutlu oldum ki, anlatamam. Doping etkisi yapan bu olaydan sonra, çalışmalarıma daha geniş bir çerçevede devam etmekteyim ve dördüncü eserimi de yakında şiir severlerle buluşturacağım’ şeklinde duygularını dile getirdi.1993 yılından itibaren başladığı şiir yolculuğuna devam eden Demir, yaklaşık otuz yıldan bu yana, yazım çalışmalarına aralıksız olarak devam etmekte.

Üçüncü kitabında, aşkı yeniden betimleyerek, sevenleri heyecanlandıran ve bir o kadar da duygulandıran şair Demir, sözcüklerin bitmediğini gösteren birbirinden güzel şiirlerini, kitap ve şiir dostlarıyla buluşturmuştur.‘Allah, iyilik edenleri sever’ diyen yazar ve şair İbrahim Halil Demir, sözlerini şöyle tamamladı:‘Cenabı Allah’ın; rahmeti ve merhameti sınırsız, kudreti sonsuzdur. İyilik edenleri seven ve iyilikleri, kat be kat sevaplarla ödüllendiren Rabbimiz, öylesine cömert ve merhametlidir ki, bu hususu anlatmaya ne kelimeler kifayet eder, ne de ömrümüz’.