Adeta, Tarihin Taşlara Yazıldığı, Medeniyetler Beşiği Diyarbakır’da, Uyuşturucuyla Mücadele Kapsamında, Oldukça Geniş Kapsamlı Çalışmalar Yapılıyor.
Haber Muhabiri Ali Şeran
Resmi Kaynak Haberdiyarbakir.Oeg Haber Ajansı
Bu doğrultuda, İlimiz genelinde, uyuşturucuyla mücadele konusunda yürütülen çalışmalara dikkat çekmek amacıyla ‘Diyarbakır’da Uyuşturucuyla Mücadeleye Sanat Desteği: Film Projesi’ düzenlenen geniş kapsamlı bir basın toplantısı yapıldı. Hotel Büyük Kervansaray’da düzenlenen basın toplantısında, Yeşil Çam Sanat Kültür Sinema ve Uyuşturucuyla Mücadele Derneği Başkan Yardımcısı ve iş adamı Mehmet İpek ile, ülkemizin yetiştirdiği ünlü sinema oyuncusu Gani Rüzgar Şavata, çarpıcı açıklamalarda bulundular.
Aynı zamanda, Mehmet İpek ve Gani Rüzgar Şavata, uyuşturucuyla mücadele kapsamında yeni film projesinin tanıtımını hakkında, detaylı bilgiler verdiler. Toplantıya, Diyarbakır’da yayın yapan yerel ve ulusal basın kuruluşlarının temsilcileri, davetliler, muhtelif Sivil Toplum Kuruluşlarına (STK) mensup yetkililer ve kalabalık bir davetli topluluğu katıldı.
Uyuşturucu İlleti, Hepimizin Ortak Düşmanıdır Toplantıda ilk sözü olan Mehmet İpek, uyuşturucu illetinin gerek bireysel ve gerekse toplumsal tahribatlara yol açtığını vurguladı. Uzun yıllar Diyarbakırspor Kulüp Başkanlığı da yapan İpek, duygularını şöyle dile getirdi: “Üzülerek belirtmek isterim ki, uyuşturucu dediğimiz illet, maalesef köylerimize kadar girmiş durumda. Özellikle genç kardeşlerimizin bu tehlike karşısında bilinçlenmeleri amacıyla, bir dernek kurduk. Diyarbakır’da gerçekleştireceğimiz bir sinema filmiyle, olabildiğince kalabalık bir kitleye ulaşarak, topluma mesaj vermek hedefindeyiz.
Söz konusu projede yer alacak filmde, gerçek hayattan alıntılar yaparak, geleceğimizi inşa edecek olan gençlerimiz başta olmak üzere, toplumun bütün kesimlerinde duyarlılığı artırmayı hedefliyoruz.Amacımız, ilk olarak uyuşturucunun yaygınlaşmasını engellemek ve hemen akabinde, uyuşturucu kullanımını olabildiğince minimize edebilmek için toplam genelinde farkındalık sağlayabilmek.Bu konuda siz basın yayın kuruluşlarımızdan, sosyal medya ve sinema başta olmak üzere, tüm kitle iletişim vasıtalarından olabildiğince yararlanmayı hedefliyoruz. Kuşkusuz sinemacılık sektörü, toplum katmanlarında farkındalık oluşturan, güçlü bir iletişim aracı, Basın yayın kuruluşlarımız ve STK’ların da desteğiyle, elimizden geldiğince, kalabalık bir kitleye ulaşmayı hedefliyoruz’.Mehmet İpek, şöyle devam etti: ‘Kuşkusuz, çağımızın en büyük sorunlarının başında madde bağımlılığı geliyor. Gençlerimizi zehirleyen, madde bağımlığıyla mücadele, insani ve milli bir vazifedir. Tehlike çanları hepimiz için çalıyor. Hiçbirimizin sorumluluktan kaçma lüksümüz olmadığı gibi, bizler de bu duygu ve bilinç ile, elimizden gelen tüm gayreti göstermeye devam edeceğiz.
Uyuşturucu sorununu çözmenin toplumsal dayanışma ile mümkün olacaktır. Hep beraber, dayanışma içinde hareket ederek bu belayı yenebiliriz. Uyuşturucu özellikle, gençleri hedef alıyor. Bilhassa, son zamanlarda kız çocuklarının bu illetin pençesine düştüğünü üzülerek gözlemliyoruz. Bir anne düşünün ki çocuğu gözünün önünde uyuşturucu bağımlısı oluyor. Bu durumda olan anne ve babalarımızın yaşadığı yürek acısını, hepimiz hissetmeliyiz’. Ayrıca, sinema ve sanatın toplumsal sorunların çözümü noktasında, müspet etkisi vurgulanırken, Mehmet İpek, sözlerini şöyle tamamladı: ‘Sanatın olmadığı bir yerde huzur ve barış olmaz. Biz bu film projesi ile Diyarbakır’da, uyuşturucu ve madde bağımlılığıyla mücadele de yeni bir pencere açmak istiyoruz’.
Diyarbakır Halkına Müteşekkiriz Ardından söz alan, ünlü sinema oyuncusu Gani Rüzgar Şavata ise, geçmişte bu konuyla ilgili yaptığı projelerine atıfta bulundu. Uyuşturucu ve madde bağımlılığının toplumun tüm katmanlarının ortak sorunlarından biri olduğunu belirten Şavata, topyekün bir mücadelenin şar olduğuna vurgu yaptı. Bu konuda, Diyarbakır halkı ve eşrafının gösterdiği hassasiyet ve duyarlılığın takdire şayan olduğuna dikkati çeken Gani Rüzgar Şavata, şunları söyledi: ‘Evvela, Diyarbakır halkı ve eşrafına teşekkür etmek istiyorum. 1999 yılında yönetmen olarak Mukaddes kentimize geldim. Büyük ilgi gören ‘Sınır’ filmini Mehmet İpek bana çektirdi. ‘Sınır’ filmi bir cesaretin filmiydi. Ben bu cesareti Diyarbakır halkından aldım ve korkmadım.
Ahmet İpek gibi Mehmet İpek gibi değerli abim de arkamda durunca, başta Diyarbakır Basın Yayın kuruluşları, STK’lar ve halkımızla beraber ortak hareket ettik. Kendimi hep bu Mukaddes Diyar’ın parçası olarak hissediyorum. Ahmet Kaya filminde ben Diyarbakırlı bir devrimci, İstanbul’da bir devrimci karargâhının başkanını oynuyordum. Yani Ahmet Kaya’da o devrimci karargâhına gelir kendisini düşünce anlamında bir hayli yetiştirir. Finalde Ahmet Kaya taşlanır, yurt dışına kaçırılacakken, ben engel olmaya çalışırım. O arada da Tilki Selim vardı, İstanbul Beyoğlu bölgesinin emniyet müdürü, ondan sonrada Hortum Süleyman vardı.
Benim arabayı durdurup, bagajı açarlar. Bagajda bir kefen ve bir de mezar taşı vardır. Yani orada ben oynuyorum. Ama esasında orada Diyarbakırlı devrimcinin mezar taşıyla kefeni vardır. Polisler ‘Amirim der, burada bir mezar taşı var’ Amir, yani Tilki Selim arkaya gelir, taşın üzerinde aynen şöyle yazılıydı: Bu sadece, Sur taşlarından biridir’.
Ardından beni içeri alırlarken, şöyle seslenirim: ‘Diyarbakır’a selam söyle. Bari yüksek bir yere mezarımı eşsinler’.Bunları size anlatmaktaki maksadım, ‘Sınır’ filminin galasını burada yaptığım zaman o dönemin belediye başkanı Feridun Çelik’ti. Dedim başkanım benim senden bir isteğim var. Ben iki metre yer istiyorum. Derken, Osman Baydemir’e de aynısını söyledim. Ardından Gültan Kışanak geldi, ona da dedim. Hepimiz bir gün bu fani dünyadan göçüp gideceğiz.
Cenab-ı Allah’tan dileğim; hepinizin benden sonra vefat etmesidir. Eğer nasip olursa, birkaç film daha yapmak istiyorum. Çocuklarıma ve Mehmet İpek’e de vasiyetimdir. Öldükten sonra, cenazem Diyarbakır’da yapılsın. Sur taşlarının dibine gömülmek istiyorum. Sadece üzerime şöyle yazmalarını istiyorum: ‘O sadece bu sur taşlarından biriydi’ dedi.
Hepimiz Elimizi Taşın Altına Koyacağız Gani Rüzgar Şavata, uyuşturucu ticaretinin ilkokullara kadar indiğini belirterek, şöyle devam etti: ‘Uyuşturucu baronları kol geziyor. Birlik ve beraberlik içinde, göç ve gönül birlikteliği yaparak, bu zehir illetiyle ortak mücadele edeceğiz.Akşama kadar televizyonlarda, pembe dizileri izliyoruz. Bu pembe diziler uyuşturucudan başka bir şey getirmiyorlar maalesef. Üstelik birde bunun yanında fuhuş pazarını getiriyorlar. Zehir tüccarlığı var ekranlarda ve bu durum hepimizi üzüyor. Gerçekleştirmeyi hedeflediğimiz bir deprem projemiz var. Cesur yürek Mehmet İpek bana bu desteği verdi. Sizden isteğim, bana rica etmeyin, talimat verin, halkımın hizmetindeyim. Uyuşturucuyla ilgili yapacağımız film projesi ile Diyarbakır’da güneş doğdu. Sanat ve sporun olmadığı bir yerde, sanatçının sporcunun olmadığı bir yerde, vallahi huzurda olmaz, barış da olmaz ışık da doğmaz.
Artık kız çocuklarımız bile uyuşturucu tüccarları tarafından bataklığa sürüklenmek isteniyor. Anne ve babalar, çaresizce çocuklarının gün be gün eridiklerine tanık oluyor. Bir çocuk düşünün ki babası da bu illete alışmış ve babasını kurtarmaya çalışırken, maalesef kendisi heba oluyor. Eğer bu konuyu biz Diyarbakır’da birlik ve beraberlik içinde dernekler, vakıflar, federasyonlar, gereken hassasiyeti gösterirsek, inanıyorum ki Mehmet İpek öncülüğünde bu belayı yeneceğimize, en azından bir nebzede olsa ateşe su serpeceğimize inanıyorum. Yeşilçam dediğimiz yerde zaten biz bir avuç insan kaldık. Sinema kalıcıdır. Dünya sineması 160 yaşında, Türkiye sineması ise, 107 yaşında. Yani, bir yüzyılı devirmişiz. Bu doğrultuda, Diyarbakır’da uyuşturucuyla mücadeleye dikkat çekmek ve farkındalık sağlamak amacıyla yapacağımız film projesi, hem yerel halkımız ve hem de sanat camiası tarafından büyük bir destek görüyor’.
Yorum Yazın