Reklamı Geç
normal reklam
Diyarbakır
DOLAR34.0692
EURO37.7489
ALTIN2730.4
BTC/USD57646.841
reklam 7
Özlem Kaya // Politician

Özlem Kaya // Politician

Mail: [email protected]

reklam 2

Cahil Severlik Üstüne

Cahil Severlik Üstüne

Özlem Kaya Haberdiyarbakir.Org // Columnist
İletişim  haberdiyarbakir.org@msn.com
 

18. yy sonlarında yaşayan Rousseau’nun yaşamını anlatan Russell, Batı Felsefesi Tarihinde “O zamanki dünyada öğretmenin hiçbir önemi yoktu, herkes öğretmen oluyordu. Öğretmen toplum tarafından pek saygı görmezdi” diyor. Şimdi Türkiye’de 21.yy sonunda öğretmene verilen önem 18.yy Fransa’sından ne kadar farklı? Devlet okullarında eğitim genel olarak Dünyaya özenilen özelleştirme Politikası içerisinde gittikçe çaptan düşüyor. Nitelikli eğitimciler özel okullara giderken Devlet okullarındaki niteliklerde demode insanlar olarak görülüyor. Araştırıcı, özverili eğitimciler Devlet okullarında Devletin güvencesiyle gittikçe rehavete düşerken eğitimde sınıfsal çizgi gittikçe kalınlaşıyor.

Eğitimli ailelerin iyi eğitim gören çocukları ve eğitimsiz yoksul halkın kötü öğrenim ve eğitim alan çocukları… Halk eğitimi üst düzeylere dek çıkmışken her nedense terk noktasına gelindi. Devletin eğitimden çekilmesine alkış tutan insanlar eğitimde katkı paylarını paylaşarak insanlarımıza okulları rehbersiz ve yöntemsiz bıraktılar. Eğitimsiz, yoksul halk kesimi kendisine verilene razı ancak eğitimciler rahatsız(sözde eğitimciler)…Okullardaki şiddet olaylarında, uyuşturucu fırtınalarında köyden kente gelmiş eğitimciler’ ne varoşların kültürünü tanımlayabiliyor nede teşhis koyabiliyor. Sonuçta para kazanmak için ilköğretim okullarında açılan anasınıflarında okul öncesi eğitimden anlamayan müdürler yine para kazanmak için yeni öğretmenlerle sözleşmeye giderken rehberlik uzmanlarına gereksinim bile duymuyorlar. Okulu halka emanet etmek son aşamada tüm toplumların görevidir aslında. Hatta okulsuz toplum aşamasına ulaşmak bilinci bir halkı hedefler.

Ancak Devlet ne için var? Halk içinse, halkın eğitim talebine yanıt verilmeli. Halkın talep etmediği edemediği eğitimi de verebilmeli. Fabrikalarını satan Devlet, yeraltı yerüstü kaynaklarını satan Devlet…Okullarını elinden çıkarırsa sadece eğitimsiz halkının denetçisi olup onu soyan ve denetleyen bir bekçiye dönüşecektir. Peki yine bir eğitim kurumu olarak tanımlanabilen Camiler neden özelleşmiyor ?Din  aracılığıyla Devleti ele geçirmeye çalışan anlayış Dinsel kurumları tamamen terk edip Cemaatlere teslim edecekken, okullar terk edilip Dinsel eğitim kurumları tüm giderleri ile nasıl Devletin sırtına binebiliyor sorarım size? İçinde bulunduğumuz eğitimsel sıkıntı 1923’lerdeki kadar ciddi boyutlarda yeniden ele alınmadıkça Okul diye elimizde Çocuk Hapishanelerinden başka bir şeyimiz kalmayacak. Araştırıcı Eğitim, gerçekten Ulusal Eğitim, Halkı üretime yöneltecek. Eğitim Politikalarına dönülmedikçe bir Devlet olma niteliğimizde zayıflayacaktır. Çocuklarını ABD’de okutan Parlamentodan eğitim talebi olmayan Halk hiçbir istek de bulunmadığı için Şimdilik sorun yok sanırım…

Rousseau, “Toplum Sözleşmesi” inde “Halk Eğitimli olmadıkça çoğulcu yöntemle yapılan Demokratik bir çözümde yoktur” der…Cahil kalan bir Halkın seçimi elbette kendi çıkarına olmayacaktır, ancak Halkı cahil bırakan Devletinde uzun süreli yaşayamayacağı bir gerçektir. Bu sorunları çözmek yine eğitimli Halk kesimine ve gerçek Eğitimcilere düşmektedir. ABD’de ve AVRUPA’ da çocuklarını okutanların Halkın eğitimine ne kadar önem verdikleri apaçık değil mi sizce de…Eşekler Eşeği Tanıdı…Adamın biri eşeğin sırtında sınıra yaklaştı, vize sordular adama, adamın vizesi yoktu. Adamı nezarete attılar, Eşek Sınırı Geçti…

Yorum Yazın

normal reklam
Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar