Recep Eser
Haberdiyarbakir.Org // Columnist
İletişim haberdiyarbakir.org@gmail.com
Herhangi parti, kişi, atanmış, seçilmiş ayırımı yapmadan yazıyorum bu yazımı. Daha öncede (Mesela Vatandaş - Mesela Başkan) başlığıyla buna benzer bir yazı yazmıştım. Bir şey değişmedi şükür. Yine değişmeyecek onu biliyorum. Ama en azından biz üzerimize düşeni yapalım. Hani derler ye bizden söylemesi. Hiç değilse biz dile getirdik uyardık deriz. Günahı sevabı onların boynuna. Sizler neden seçildiniz veya nenden atandınız? Sorusunu sormak istiyorum. Ve cevaplar hep aynı. Halk için. Halka hizmet için. Memleketi kalkındırmak için. Bu memlekete bu ülkeye bu insanlara canım feda. İnsanların devletin hizmetlerinden daha çok ve daha iyi faydalanması için. Vesaire vesaire. Sorunun muhataplarının hep bir ağızdan aynı şarkıları söylediklerini duyar gibiyim. Ama bizim bu şarkıları dinleyecek halimiz kalmadı biliyor musunuz? Çünkü aynı şeyleri dinleyip hiçbir şeyin değişmediğini görmekten bıktık usandık.
Ha bu arada bizler kim miyiz? Bizler halkız, bizler insanız, bizler bu ülkenin bu memleketin öz be öz evlatlarıyız. Şu yukarıdaki soruların doğru cevapları bulmak adına halk için yaşamanız lazım. Bu büyük bir gerçek. Peki hiç yaşadınız mı? Tabiî ki Hayır. Vatandaşın çektiği sıkıntıları yaşadınız mı? Onları anlamak için çaba serf ettiniz mi Kocaman bir Hayır. Ya da daha net örnekler vereyim sizlere. Diyarbakır’da 50 derece sıcakta güneşin altında otobüs, minibüs beklediniz mi hiç? Peki bir şekilde o klimaları çalışmayan araçlara tıka basa binip gittiniz mi işinize gücünüze? Tabiî ki hayır. Çünkü sizin için tahsis edilen şoförlü, klimalı son model arabalarla gidip geliyorsunuz. O yüzden hizmet etmek için geldiğiniz insanları anlamazsınız. Peki sizler hiç ALLAH korusun Kendiniz ya da çocuklarınız hastalandığı zaman özel hastaneler yerine, özel ilgi ve ayrıcalık beklemeden Devlet Hastanelerine gidip, sıra aldınız mı? Muayene olup tahlil, tetkik vb. işlemleri yaptınız mı? Vatandaşın sağlık hizmetlerinde yaşadıkları sorunları yaşadınız mı?
Tabi ki de hayır. Çünkü sizler özel hastaneler de sıra beklemeden özel doktorlardan özel ilgiler görüp her türlü sağlık hizmetlerinden en iyi şekilde faydalanıyorsunuz. Ya da sizler çocuklarınızı özel okullar yerine Devletimizin okullarına kayıt yapmak istediniz mi? Hem de ayrıcalık beklemeden ya da kabul etmeden. Bu okullar böyle şehrin ücra yerlerdeki okullar olsun. Sahi hiç gittiniz mi? Tabiî ki de hayır. Ya kayıt yaptırmasanız da gidip görün vatandaşın biricik yavrularını ne şartlarda kayıt yaptırıyor. Ne şartlarda okutmaya çalışıyor. Sizin gibi en lüks özel okullarda okutmuyor, okutamıyor. Peki sizler seçildikten ya da atandıktan sonra çarşıda pazarda dolaşıp vatandaşla sohbet edip dertlerini dinlediniz mi? Onlara sorunlarının ne olduğunu sordunuz mu? Onlarla ekonominin veya gündemin nabzını tuttunuz mu? Ya da bir kahveye gidip vatandaşın demli bir çayını içtiniz mi? Siz konuşmadan onları konuşturdunuz mu? Neler anlattılar not aldınız mı? Tabiî ki de hayır. Sizler o lüks odalarınız da, o lüks koltuklarda çok yoğunsunuz. Vatandaşla çay içmek yerine odanızda oturup size gelen önemli misafirler ile kahvede oturan vatandaşın adını, tadını dahi bilmediği içeklerinizi yudumlayıp sağa sola emirler yağdırıp talimatlar vermekten buna bir türlü fırsat bulamıyorsunuz. Peki ya sizler seçildikten ya da atandıktan kendi bölgelerindeki sorunları tespit edip ilgili Banaklıklarımıza ya da daha üst noktalara götürdünüz mü? O sorunları çözene kadar takip ettiniz mi? Sorunu çözdükten sonra da kendinizle gurur duydunuz mu?
Ve bunlar gibi daha nice örnekler verebilirim. Yaptınız mı? Tabiî ki de hayır. Hem ne gerek var ki böyle şeylere. Nasılsa günde bir iki resim çekip atıyoruz sosyal medyaya. Şuraya gittik, falanca kişi ziyaretimize geldi, şunu ziyaret ettik. Memleket için yaptığımız ve o hiçbir zaman bitiremediğiniz projeleriniz için görüş alışverişinde bulunduk. O kadar çok var ki bu paylaşımlarda. Sosyal medya bu paylaşımlarla dolu. Yaptığınız birkaç göstermelik ziyaretlerde kendi tanıdık çevreniz ha onu da biliyoruz. Nedense paylaşım çok ama çok var. Ama sonuç hiç ama hiç yok. Buradan gözle görülmeyecek kadar azda olsa canla başla çalışan seçilmiş atanmışları tenzih ediyorum. Onlar da zaten ya tam yetkileri yok, ya da bazı şeyler ellerini kollarını bağlamış durumda. Dedim ya daha önce de yazmıştım buna benzer bir yazı. Yine yazdım. Yazmaya devam edeceğim hem de bıkmadan usanmadan haberiniz olsun. Yani Sizi Takip Ve Rahatsız Etmeye Devam Edeceğim.
Bu Güzel Ve Anlamlı Gönderiniz İçin Gönül Dolusu Teşekkürlerimle Çok Beğendim Çok Haklısınız Değerli Hocam Çalışmalarınızda Başarılar Dilerim Saygılarımla.
Helal Olsun Üstadım İçimizdekilerini Dokmuşsun.